Ak-Nyeo (악녀)

Çocukluğundan itibaren bir suç örgütü tarafından acımasız bir ölüm makinesine dönüştürülen suikastçı Sook-hee,
on yıllık hizmetten sonra özgürlük vaadiyle uyuyan bir ajan olarak işe alınır ve normal bir yaşam şansına
sahip olur. Açılış sahnesinde, son derece yetenekli bir suikastçı olan Sook-hee, bir koridora girer ve polisler tarafından
etrafı sarılmadan ve sert bir gülümsemeyle gülümsemeden önce çok sayıda insanı öldürür.

Uyuşturucu verilir ve Güney Kore’nin istihbarat teşkilatına götürülür ve burada bir estetik ameliyatı geçirir.Yeni bir başlangıç ​​yapmak için, onun ölümünü de taklit ederler ve ona yeni bir isim verirler: Chae Yeon-soo. Yeon-soo umursamadığını ve ölmek istediğini söyler. Ona hamile olduğunu söylerler ve ona bir anlaşma teklif ederler: Yeon-soo onlarla eğitim alır ve bir ajan olarak çalışmayı kabul ederse, 10 yıllık hizmetten sonra özgür olacaktır. Kabul eder ve eğitim sırasında bir kız olan Eun-hye doğar.

Bir geri dönüşte, 20 yaşındaki Sook-hee’yi sarı dişli bir adam olan Jang-Chun’u öldürmeye çalışan çok yetenekli bir suikastçı olarak görüyoruz. Yakalanır ve Jang-Chun onu döverken babasını kendisinin öldürmediğini söyler. Bıyıklı bir adam olan Lee Joong-sang gelir, onu vurur ve Sook-hee’yi serbest bırakır.

Teşkilatın lideri Kwon-sook, Yeon-soo’yu ilk “görevine” gönderir. Öldürdüğü hedefin genç bir kızın babası olduğu ortaya çıkar.
Bu, bir yatağın altında saklanan ve babasının öldürüldüğünü gören 7 yaşındaki Sook-hee’de intikam hırsını tetikler. Sook-hee, katilin yüzüne bakmaz;
sadece ürkütücü bir melodi ıslık çaldığını duyar. Daha sonra sarı dişli adam Jang-Chun odaya girer ve onu bulur. Sook-hee’yi bir fuhuş çetesine satar.
Lee Joong-sang gelip onu kurtardığında bir müşteri tarafından tecavüze uğramak üzeredir. Sook-hee’yi bir ölüm makinesi olarak eğitmeye karar verir ve Sook-hee’yi ona adar.

İlk görevini tamamlayan Yeon-soo’ya kızı Eun-hye ile paylaşması için bir daire verilir. Yeon-soo’nun bilmediği Kwon-sook, yan dairelerine yerleştirilmiş bir ajan olduğudur. İsmi Jung Hyun-soo ve Yeon-soo ile arkadaş olacak ve onu takip edecek. Birkaç görüşmeden sonra Yeon-soo ona çıkma teklif eder.

Sook-hee ve Joong-sang evlenirler. Evlenip normal bir hayat sürdürebilirse intikam için susuzluğunu bırakmaya istekli olduğunu söylüyor. Joong-sang, eğitimli suikastçısının artık pek işe yaramayacağını görünce bir eylem düzenler. Balayındayken, Choi Chun-Mo adlı bir çete üyesini kurtarıyormuş gibi yapar ve kendi ölümünü sahneler. Sook-hee onun öldüğünü duyduğunda, aklını kaybeder, cinayetler işlemeye başlar ve Joong-sang’dan nefret ettiği bilinen bütün bir çeteyi ortadan kaldırır. Joong-sang, onun rakiplerini öldürürken ölmesini bekler, ancak rakipleri onunla boy ölçüşemezler.

Joong-sang’ın çetesi Hyun-soo ve Eun-hye’ye ulaşır. Hyun-soo, Eun-hye’nin aslında Joong-sang’ın kızı olduğunu ve tüm cinayetlerin durmasını umduğunu açıklar. Joong-sang umursamadığını söyler ve yanlarına bir bomba yerleştirir. Yeon-soo dairesine ulaştığında bombanın patlamasını izler. Hyun-soo ve kızı ölür.

İntikamla tüketilen Yeon-soo, Joong-sang’ı bir otoparka kadar takip eder ve birçok adamını öldürür. Sokağa kaçan ve kalan hizmetlileriyle buluşan Joong-sang ile yüzleşir.
Hepsi bir servis otobüsüne binerler. Yeon-soo onların peşinden gider, otobüse yetişir. Otobüse biner, çarpar ve sonunda Joong-sang’ın kafasını bir balta patlatır . Başını eğiyor ve
aynı ürkütücü melodiyi ıslık çalmaya başlıyor. Ancak etrafında polisler varken enkazdan çıkmadan önce acı bir gülümsemeyle gülümsüyor.