Çağan Irmak filmlerinden biri olan Babam ve Oğlum 2005 yılında çekilmiş çekimleri İzmir, Balıkesir ve İstanbulda gerçekleşmiştir. 12 Eylül darbesi sonucundan etkilenen bir ailenin hayatı dramatik bir şekilde anlatıldığı filmin senaryosuda Çağan Irmak tarafından yazılmıştır.

Sadık bir gazetede yazar olarak çalışmaktadır ve oğlu küçük Deniz ile birlikte yaşamaktadır. Deniz annesini henüz kendisi dünyaya gelmeden kaybetmiş ve babası dışında hiç kimseyi tanımamaktadır. Sadık’ın Deniz’e bir sürpriz yapması sonucu birlikte daha önce hiç görmediği dedesinin yanına gideceklerini öğrenir. Sadık’ın babası Hüseyin oğlunun ziraat mühendisi olup çiftlikle kendisinin ilgilenmesini istemektedir. Ancak Sadık, çiftliklerinden ayrıldığında gazetecilik bölümünde okuyacağını söylemiştir. Sadık üniversite yıllarında politik olaylarla sıkça ilgilenmeye başlamış be babası Hüseyin bunu öğrendiğinde oğlunu evlatlıktan reddetmiştir. 12 Eylül 1980 yılı sabahı eşi aniden sancılanmış ancak hastaneye götürmek için araç bulamamıştır. Ülkede darbe olduğunu öğrenen Sadık çaresiz kalır ve eşini doğum esnasında kaybeder ama Deniz hayatta kalmayı başarmıştır. Sadık darbe sonrasında hapse girer ve orada gördüğü işkenceler sonucunda eski sağlığını kaybetmiştir.

İlerleyen sahnelerde Sadık’ın hastalığının ileri bir seviyede olduğunu ve kendisini bekleyen ölümün çok yakında olduğunu anlıyoruz. Bunun içindir ki küs olduğu babasına durumu anlatıp Deniz’i kendisine emanet etmeyi düşünmektedir. Tren yolculuğuyla kasabaya dönerler ancak babasıyla olan hesaplaşma kendisini beklemektedir. Deniz kendini çizgi romanlara adamış gerçeklikten uzak dünyasında kendi başına yaşamaktadır. Ancak kasabaya gittiğinde kendisini farklı karakteristik özelliklere sahip aile büyükleri karşılar. Kasabada gelişen olaylar aslında izleyiciye üç kuşağın birbiriyle olan iletişimine değiniyor. Hüseyin oğlunu kendi istekleri doğrultusunda yetiştirmek isteyen asi bir babayken, oğlu Sadık kendi bildiğini okuyan başı dik bir idealist adamı canlandırıyor. Deniz ise kuşağın en küçük halkası babasının ve masal kitaplarının anlattıklarına inanmaktan başka çaresi yok.

Çağan Irmak doğal kasaba görüntüleri ve dramatik hayat hikayeleriye hem darbenin toplum üzerindeki olumsuz örneklerini hemde kuşak farkının aile bireylerini ne yönde etkilediğini anlatıyor bize. Filmi izlerken sık sık kendimizden bir şeyler bulduğumuz film, izleyiciyi zaman zaman güldürsede gözyaşlarını tutamadığı sahneler barındırıyor.