1944 yılı yapımı siyah beyaz bir film olan çifte tazminat, Billy Wilder’in yönetmen koltuğuna oturduğu Fred MacMurrray ve Barbara Stanwyck gibi oyuncuların olduğu romandan uyarlanılmış bir filmdir. Sigorta satıcısıyla tanıştığı bir kadının eşini öldürüp sigorta şirketinden yüklü miktarda para kazanma hırsına dayalı bu öykü günümüz sinemasında bulunmayan bir suç öyküsüne dayanmaktadır.

Walter Neff, sıradan bir sigorta satıcısıdır ve bir poliçe imzalatmak için bir Phyllis Dietrichson’un evine gider. Kasko poliçesi için gittiği evde beklemediği bir şekilde Phyllis’ten etkilenmeye başlamıştır. İkilinin çapkın bakışları bir süre sonra farklı bir etkileşimin kapısını aralamıştır. Phyllis, seksi bir kadındır ve cazibesiyle etkileyemeyeceği bir erkek yoktur. Walter’a kocasının haberi olmadan bir kaza sigortası düzenlemesi teklifinde bulunur. İlk duyduğunda bu fikri iş ahlaki gereği kesinlikle yapamayacağını söyler. Ancak karşısındaki kadının cesur hareketleri ve işin sonunda kazanacağı para fikrinin değişmesine neden olur. Yapılan poliçede anormal bir kazada tazminatın ikiye katlandığını bildiği için Phyllis’in kocasını bir trenden düşmesini sağlayarak ölmesini istemiştir.

Böylece kaza süsü verip 100 bin dolar tazminat almayı hak edeceklerdir. Ölen adamın ilk evliliğinden olan Lola, babasının ölümünden sonra teselliyi Walter’da aramaya başlar. Bu sırada Walter’ın arkadaşı sigorta müfettişi olan Barton Keynes’in cinayet soruşturması esnasında Walter’ın psikolojik olarak gerginlik hissettiğini görebiliyoruz. Keynes olumlu gözlemleriyle ün kazanmış biridir ancak Walter’a olan güveni asla ondan şüphelenmemesini sağlar. Aralarında geçen ilişki alt metninde sıkı bir erkek dostluğu gibi görülsede birbirlerine olan yaklaşımları izleyici için farklı yorumlamalara sebep olmuştur. Keyes patronuna intihar oranlarıyla ilgili bilgi verdiği sahne izleyiciler için unutulmazlar arasında olmuştur. Walter ve Neff arasında geçen bir kumarhane örneği aslında kendisinin kimse tarafından aldatılmayacağını anlatmaya çalışmıştır.

Film o dönemde 7 dalda oscar adayı olmuş fakat bir ödül bile alamamıştır. Ancak izleyiciler tarafından unutulmazları arasına girmeyi başarmış, senaryosu, oyuncu kadrosu, müzikleri başarılı bir baş yapıt ortaya koymuştur.