Orson Welles’in 1941 yılında yönetmenliğini yaptığı film aynı zamanda kendisinin ilk uzun metrajlı filmi olma özelliği taşır. Filmin en önemli özelliği sinema tarihine getirdiği görüntü açıları olmuş devam eden yıllarda bu teknik oldukça kullanılmaya başlanmıştır. Tavan ışıklarının olması nedeniyle sıkça alt açı tekniği kullanılmış ve tavan hiç bir zaman izleyicinin görebileceği bir açıda olmamıştır.Ayrıca film medyanın toplumu ve siyasetçileri nasıl etkilediğini ve bu gücün bilinçli olarak kullanılmasını eleştirir.

Milyoner bir iş adamı olan Kane’in ölürken son bir sözü olur, Rosebud. Yakınlarından hiçkimse bu kelimenin anlamını bilmez. Gazetelerde Kane’in hayatına dair farklı  hikayeler yayınlanır. Bu Kane’in hayatına ve ölümüne dair bazı sırlar  olduğunu gösterir. Bu durum genç bir gazetecinin dikkatini çeker ve bu konuda araştırma yapmaya karar verir. Bunun üzerine Kane’in çevresindeki insanlara ulaşmaya çalışmış onlardan bilgi almaya çalışmaktadır. Kelimenin sırrını öğrenebilmek için Kane’in eski eşleri, gazetedeki ortakları, siyaset dünyasındaki rakipleri  gibi çevresinde olan herkesle konuşur.

Bu sırada zamanda geriye dönüş yaşayarak Kane hakkında izleyiciye bilgi verilmektedir. Kane’in son sözü olan Rosebud adı aslında filmin eksik parçasıdır. Bu isim sayesinde bir dedektif unsuru ortaya çıkmış olur. Yakın arkadaşı Leland, Kane hakkında söyledikleri hayatta tek sevdiği şeyin Charles Foster olduğunu ve hayattaki tek amacının aradığı aşkı bulması olduğunu söyler. Kane, başarılı bir iş adamı, istediği her şeye sahip olabilecek güce sahip biridir. Sahip olduğu para, şöhret ve kadınlar onun arzuladığı huzuru bulmasını sağlayamamıştır.

Güçlü olmak ve istediklerine sahip olmak isteyen hırslı Kane, dünya liderleri gibi güçlü insanlarla görüşür. Başkanın yeğeni ile evlenir fakat evlilikleri bir süre sonra iyi gitmemeye başlar. Bir gün yolda bir kadınla tanışır. Yalnız ve umutsuz olan kadın şarkıcı olmak istemektedir.eşini bu kadınla aldatır. Kane başkanlık seçimlerine aday olmuştur.Seçilmesi nerdeyse garanti görülürken  bu ilişkinin basına sızması  yüzünden seçilemez. Bu olaydan sonra eşiyle ayrılırlar ve eşini, çocuğu bir trafik kazasında kaybeder. Sevgilisi olan kadını bir opera sanatçı yapmak için çabalar ve bunun için Chicago’da bir opera binası yaptırır. Sevgilisi de onu terkettikten sonra devasa şatosunda tek başına kalır.