Sonsuzluk ve Bir Gün

Yunan sineması ve mitolojisinin sinemaya yansıması denildiğinde, ismi ilk geçmesi gereken isimlerden birisi olan Theo Angelopoulos, her filmiyle sinemaya bir başyapıt kazandırmıştır. Filmlerinde sinema sanatının yanında sahneler yüklediği derin anlamlar, filmlerinde kullanmayı tercih ettiği müzikler ve daha birçok yönüyle, sinema dünyasının duayen isimlerinden birisi olmuştur. Theo Angelopoulos filmlerini anlayabilmek için, biraz da olsa Yunan mitolojisi hakkında bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Birçok sahnede ve replikte Yunan mitolojisine gönderme yapıldığı, bu şekilde fark edilebilir.

Yunan sinemasının öncü yönetmeni Theo Angelopoulos’un başyapıtlarından birisi, Sonsuzluk ve Bir Gün’dür. Filmin baş kahramanı Alexander, edebiyat dünyasının ünlü isimlerinden birisidir ve edebiyat çevresinde tanınır. Bir gün beklemediği bir anda, amansız ve kurtuluşu olmayan bir hastalığa yakalandığını öğrenir. Öğrendiği bu şey, Alexander’ın hayata bakışını, yaşama şeklini değiştirecek ve onu farklı bir noktaya itecektir. Alexander, kurtuluşu olmayan bir hastalığa yakalandığını öğrendiği andan itibaren, hayatını yeniden gözden geçirmeye başlar. Sahil kenarında bir evi olan Alexander, yaşadığı hayatı, evini ve diğer her şeyi bırakıp gitmeye karar verir. O güne dek edindiği tecrübelere, bu kararla birlikte yenilerini eklemeye başlar. Ölüm döşeğinde olan Alexander, bu süreçte yeni bir kimlik kazanmaya başlar ve baştan aşağı yenilendiğini hisseder.

Theo Angelopoulos, Yunan sinemasının çıkardığı en önemli ve özel yönetmenlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Sonsuzluk ve Bir Gün filmi, imzası bulunan birçok filmde olduğu gibi, bu durumu kanıtlayan yapıtlardan birisi olarak kabul edilir. Sonsuzluk ve Bir Gün günümüzde en değerli filmler arasında yer aldığı gibi, çekildiği yıl da hak ettiği ilgiyi görmüştür. Film, yarıştığı sinema festivallerinde birçok ödüle layık görülmüş, Cannes Film Festivali’nde de Altın Palmiye’nin sahibi olmaya hak kazanmıştır.