Cennet Sineması
Cennet Sineması Konusu
1988 yılı İtalyan yapımı olan Cennet Sineması’nın yönetmenliğini Guiseppe Tornatore yapmıştır. Oyuncu kadrosuna baktığımızda ise Philippe Noiret, Salvatore Cascio ve Marco Leonardi’yi görüyoruz. Film ünlü bir yönetmenin gelen bir telefonla 30 yıl geçmişine giderek yaşadığı dramatik sahneleri karşımıza çıkarıyor.
2.Dünya Savaşı sonrası 1980’li yılların Roma’sında başlar film. Dönemin ünlü yönetmenlerinden biri olmayı başarmış Guiseppe Tornatore işinden çıkıp geç bi saatte eve gelmiştir. Eve geldiğinde sevgilisi tarafından karşılanır ancak kendisine kötü bir haber verilecektir. Sevgilisi, annesinin aradığını ve Alfredo adında yaşlı bir adamın ölmüş olduğunu bunu oğluna bildirmesi gerektiğini söyler. Tornatore bunu duyduğunda bizi 30 yıl önceki çocukluğuna götürür. Tornatore savaş sırasında babasını kaybetmiş 6 yaşında bir çocukken sürekli gittiği cennet sineması adında bir yer onun yaşadıklarından kaçması için durak noktası olmuştur. Cennet sinemasının makinisti Alfredo onun yaramazlıklarını görmezden gelerek babacan bir tavırla birlikte zaman geçirmeye başlamıştır. Sinema dışında da sürekli birlikte vakit geçirmeye başlarlar ve ikili arasında baba oğul ilişkisi başlamış olur.
Alfredo makinistlik yaptığı zamanlar Tornatore sürekli onun yanında bulunmuş ve sinema onun için büyük bir zevke dönüşmüştür. Her fırsatta öğrendiği bilgiler onu gelecekte bulunmak istediği konum için hayal kurmaya itmiştir. İlerleyen zamanlarda becerisi ve hayalleri sayesinde Alfred’in asistanı olmayı başarmıştır. Tornatore, onun sinemaya bakış açısından, bilgisinden, sahneleri yorumlamasından faydalanacak büyümüş ve her fırsatta daha fazlası için mücadele etmiştir. Alfred büyüdüğünde artık bu bölgeden uzaklaşıp yeteneklerini ve hayallerini gerçekleştirmesi için ona öğütler vermeye başlamıştır. Hayatının dönüm noktası olan bu konuşma sonrası Tornatore ustasının dediğini yapıp ünlü bir yönetmen olmanın adımlarını atmaya başlamıştır.
Film 1988 yılı kadar 2.Dünya Savaşı sırasında insanların sosyal yaşantısını sunuyor bize. İnsanların cinselliğe, aşka, sinemaya bakış açıları hakkında bilgi alabildiğimiz bu film daha çok geçmişteki sinemayı anlatmak istiyor. Sinema tarihinin geçmişi, geleceği ve bu iki dönem arasında toplumun sinemaya verdiği önemini vurguluyor. Film, Tornatore bulunduğu yerde olmasını sağlayan ustasını ve hayatını kaybettiğinde yerine koyduğu babasını kısacası varolması için gereken tüm hassasiyeti göstermeyi başarmış Alfred’i kaybetmekten yaşadığı acıyı hissetmemizi sağlayacak oyunculuğuyla sona eriyor.
Henüz inceleme yok.