1917, Birinci Dünya Savaşı gerçekleştiği esnada cephede olan askerler için hayati önem taşıyan bir mektubun cepheye iletilmesiyle görevlendirilen Schofield ve Blake’in gerçekleşmesi imkansız olan bu zorlu mücadelesini ele alır. İngiliz yönetmen ve senarist Sam Mendes’in hem oynayıp hem yönettiği film epik yöntemiyle oluşturulmuş bir savaş filmidir. Filmin en beğenilen yönü ise başından sonuna kadar tek plan gibi çekilmesidir. Schofield ve Blake bu görevi istemeyerek kabul etmişler ama sorumluluğu almak zorunda kalmışlardır. Görevi hayatları pahasına başarmak zorundalardır.

   Britanya askeri olan Kıdemsiz Onbaşı Schofield ve Kıdemsiz Onbaşı Blake, zaman karşı yarışarak mesajı iletmeye çalışır ancak bu tahmin edilenin üzerinde zor bir görevdir. Mesaj ertesi gün olacak saldırının iptali üzerine bir not içermektedir. Blake’in kardeşinin de cephede savaşanlar arasında olduğunu öğrendiğimizde bu zorlu yolculuğu katlanılabilir bir hale getirmektedir.  Blake’in bu işi daha ciddiye almasının nedeni kardeşinin de bulunduğu 1600 kişilik asker birliği yok olacaktır.İki genç asker kötü hava koşulları, keskin nişancılar, bombalar gibi engelleyici unsurlarla karşılaşmışlardır.

Filmin başında kendilerine bu görevi anlatan komutan mesajın zamanında iletilmediği takdirde bir katliamın gerçekleşmesinin ihtimalinden bahseder. İki askerden birinin ölmesi dahilinde kalan kişinin yola devam edilmesi söylenir. Filmin devamında görevi tek başına devam ettirmek zorunda kalan Schofield, nerede olduğunu bilmediği bir keskin nişancıyı vurmak, bir nehrin sularına atlamak, kendi elleriyle bir adamı öldürmek ve bombalar patlarken zor bir yarışa girmek mecburiyetinde olacaktır. Film savaşın gerçeklerini ve acımasızlığı anlatırken bir yandan da bize insani değerlerimizi tekrar hatırlatır. Blake’in bir Alman pilotunu yanan uçaktan çıkartmaya çalışır.  Diğer yandan Schofield harabelerde saklanan ve ailesi olmayan bir bebeğe bakan bir kadınla karşılaşır. Kadın,  Schofield’ın yaralarını sarar.

  Sam Mendes bu filmi büyükbabası Alfred Mendes’in otobiyografisinde yer alan I. Dünya Savaşı anılarından esinlenerek yazmıştır. Altın Kürede En İyi Film ve En İyi yönetmen ödüllerini aldıktan sonra Oscarlarda 9 farklı dalda aday gösterilerek en iddialı yapımlardan biri olmuştur. Pandemi sürecinin yaşanması dolayısıyla bir kaç kez vizyon tarihi ertelenmek zorunda kalmıştır.