Sam Mendes’in yönetmenliğini yaptığı 1999 yapımı Amerikan Güzeli Amerikan rüyasına eleştirel bir yaklaşım yaparak modern aile yaşantısındaki bozuk aile ilişkilerini aile arası iletişimsizliği ve toplumun yozlaşmasını konu alarak vizyona girdiği döneme damgasını vurmuştur.Döneme damgasını vurduğu gibi günümüzde de hala severek izlenmektedir. Hayatın içinden sürükleyici hikayeler anlatan 5 tane Oscar ödülü kazanmış bir dram filmidir.

Lester Burhnam bir magazin dergisinde çalışan kızıyla ve eşiyle varlıklı bir hayat süren bir babadır. Fakat ailesiyle olan iletişim bozukluğu rutinlerle devam eden monoton hayatı nedeniyle orta yaş krizine girmiştir. Mutsuz evliliğini kabullenmiş biraz pısırık sayılabilecek bir adamdır.Emlakçılık yapan karısı Carolyn ona karşı ilgisiz davranır ve aralarında soğuk bir ilişki vardır. Henüz liseye giden kızı Jane ise babası karşı hırçın ve saygısız bir çocuktur. İş yerinde de patronu tarafından küçümsenen Lestern mutsuz hayatını değiştirmeye karar verip işi bırakır ve yeniden kendini genç hissetmeye çalışır. Kızının arkadaşı Angela ile aralarında cinsel bir çekim yaşanır.  Angela gösterişi ve ilgiyi seven manken olmak isteyen  bir kızdır ve Lester’in ilgisine karşılıksız kalmaz.Lester eşinin yanında bile Angela’ya yakınlık gösterir.

Onu etkilemek için spor yapmaya bile başlar. Bu ilişki onu ailesinden tamamen koparır ve aile bireylerini farklı hikayelere sürükler. Lester’in bir eş olarak değeri kalmadığını düşünen Carolyn işkolik bir kadındır ve emlak işinde başarılı bir adam olan Buddy ile birlikte olmaya başlar.Jane ise ailesindeki çarpık ilişkilerden dolayı oldukça rahatsızdır. Henüz ergenlik dönemindeyken ailesinde yaşanan olaylar nedeniyle psikolojisi bozulmuştur. Mahalleye yeni taşınan bir ailenin oğlu Ricky kendisini sürekli kameraya çekerek taciz eder. Ricky oldukça disiplinli bir ailede yetişmiş olmasına rağmen uyuşturucu kullanıp satan uyumsuz bir gençtir. Ricky’nin babası Colonel bir asker emeklisidir ve disiplin konusunda oldukça takıntılıdır. Ailesi ile kötü ilişkileri olan Ricky ve Jane birbirlerinden hoşlanmaya ve yakınlaşmaya başlarlar.

Filmin sloganı olan ‘yakından bak’ dışarıdan muhteşem görünen hayatların aslında göründüğü gibi olmadığını anlatır. Herkesin imrendiği bir hayatın derinlerine inerek yaşanan psikolojik savaşları gözler önüne seriyor.