Biriktirmenin, hatırlamanın ve kaybolmanın garip sınırlarında dolaşan, unutulmaz bir psikolojik dram. Bir taşra kasabasının kenarında yaşayan Ali, yıllardır kimsenin ilgisini çekmeyen sıradan eşyaları biriktirir: kırık oyuncaklar, paslanmış anahtarlar, eski fotoğraflar... Fakat bir gün, bir kadının fotoğrafını bulduğunda koleksiyonculuğu bir saplantıya dönüşür.
Her yeni parça, geçmişin kapılarını biraz daha aralar; fakat bu kapıların ardında yalnızca başkalarının hikâyeleri değil, Ali’nin bastırdığı kendi karanlığı da vardır.