Ölüm Takibi
Ridley Scott
Ölüm Takibi Konusu
Yönetmen Ridley Scott’ın yönetmenliğinde yapılan 1982 yapımı filmde Blade Runner filmin ana karakterinde yer almaktadır. Filmde insanlarla insanlardan farkı olmayan ve gerçekçi görünüşleriyle dikkat çeken replikantların arasında ahlaki bir sorgulamaya fazla yer vermiştir. Görünüşü insanlardan ayırt edilemeyen, hisleri ve kişilikleri olan replikantlar bir çeşit android türü olarak karşımıza çıkıyor.
Bu benzerlik insanlarında bir çeşit robot olduğu anlamına gelir mi sorusu sık sık izleyicilerin yorumuna bırakılmış. Filmin ana karakterlerinden Deckard, insanların arasında gizlenmiş olan robotları bulup onları ortadan kaldıran bir kelle avcısıdır. Deckard, replikantların hayatının bir değeri olmadığını düşünür. Onları öldürmekten zevk almaktadır. Bu sebebin arkasında replikantların insanlara hizmet etmek için üretilmiş olmaları yatar. Fakat amaçlarından saparak insanlar üzerinde hak iddia etmeye başlıyorlar. Deckard, yeni bir iş aldığında yeni üretilmiş olan Rachel’la tanışıyor. Deckard’ın Rachel’a insanların androidlerden ayrılması için çalışma yapmasını istiyor. İnsandan ayırt edilmesi son derece zor olan Rachel’in bu sırrını henüz Deckard bilmemektedir. Bunu açıkladığı sırada Deckard fazla tepki veriyor. Rachel bu testi kendisinin çözdüğünü merak etmeye başlıyor.
Deckard’ın insan yada robot olup olmadığından emin olmamaları izleyicileri bir çatışmaya sürüklüyor. Çünkü bu sorunun cevapsız bırakılması izleyicilerin Deckard karakteriyle empati kurmasını sağlıyor. Ancak Deckard’ın tek boynuza olan takıntısı kendisinin bir replikant olduğunu düşündürüyor. Çünkü tek boynuzlu atın filmde replikantlara ait bir sembol olduğu gösteriliyor. Deckard içinde sürekli olarak yaşadığı dünyadan kurtulayı ve kendi özgür hayatına kavuşmayı düşünmektedir. Rachel ve ikisinin doğası korumuş bir bölgeye yolculuk yapar. Bu sırada bu tema izleyiciye aslında ikisinin de özgürlük düşkünü olduğu gösterilmektedir. Gerçek insanlar her zaman doğru hareket etmeyen günahkar insanlardır. Buna rağmen kendi yarattıkları replikantlar kusursuz ve günahsızdır. Doğanın kendisine sahip olmak ve bunu yaparken de yıkımına sebep olan insanların bundan mahrum edilmiş ve bu hakkın replikantlara ait olduğu varsayımı var . Bu sırada Deckard, replikant olma korkusuyla sık sık yüzleşmektedir.
Filmin sonuna doğru tek boynuzlu at simgesinin Deckard’ın zihnine yerleştirilmiş olan bir imge olduğunu anlayabiliyoruz çünkü Deckard’ın da insanlar tarafından üretilmiş bir replikant olduğu ortaya çıkıyor. Aynı zamanda kendisinin gerçek bir hayat hikayesinin olmadığının farkına varıyor.
Henüz inceleme yok.