Paramparça

Tayfun bir inşaatta yönetici olarak çalışan birisidir. Evleneceği kadın Çiğdem’in babası, o şirketin sahibidir. Tayfun yaptığı işin ciddiyetinde odaklı ve çalışkandır ancak bu evliliğin ne kadar sağlıklı olabileceğini düşünmeden de edemiyordur. Bir akşam yemeğinde Çiğdemleri n evinde toplanırlar. Babası Sabri onlara henüz bir karar verip vermediklerini sorar. Çiğdem ise Tayfun’un çok çalıştığından dem vurur. Sabri ise bu özelliğini çok sevdiği için onu genel müdür yapmak ister. Masa başı çalışabileceğini söyler ancak Tayfun bunu reddeder. Bunca senelik okul birikimi sonucunda kendi mesleğini icra etmek istemektedir. Kendi mesleğinde başarılı olmak ister ancak Sabri ona kendi parasının herkese yeteceğini söyler.

Ümran ise okulu bitirmiş evine geri dönmüştür. Henüz daha staj görmemiştir ancak iş yerini burada açma planı vardır. O artık bir doktor olmuştur. Bir gün yolda giderken kaza yapar. At üzerinde giden bir adam karşısına çıkmıştır. Çarpmadan durmayı başarsa da at, adamı üzerinden atmıştır. Ümran ona yardıma koşar ancak adam ona sert çıkışır. Ancak onu gördüğü anda bütün tavrı değişir. Atı yakalamak için adamı arabaya bindirir. Atı bulduklarında iner ve Ümran’a adını bağışlar; adı Cemil’dir. Cemil aynı zamanda Tayfun’un en yakın arkadaşıdır. Çapkın kişiliği ile bilinir. Ümran ve Cemil defalarca kez birbirlerine rastlaşırlar ve Cemil onun poşetlerine yardım eder. Bunun üzerine beraber bir yerde bir şeyler içmeye giderler. Burada iki tarafta kendisini ve geçmişini anlatır. Cemil laf cambazlığı yaparak Ümran’ı etkilemeyi başarır.

Tayfun Çiğdem’le gideceği partiye geç kalır ancak Çiğdem’in ona karşı takındığı tavırdan ve bu hayattan çok sıkılmıştır. Ayrılma isteğini dile getirip onu terk eder. Babası ise bu durumu hiç kabul etmez. Tayfun Ümran’la karşılaştığında birbirlerini hatırlarlar. Ümran istemedikleri gerçekler için çok kötü şeyler yapacaktır.