Raşomon
Raşomon Konusu
Akira Kurosawa’nın 1950 yılında yönettiği siyah beyaz film Japon sinemasının en önemli polisiye filmlerinden biri sayılır. Bunun yanında filmde insanların yalan söylerken bunun temelinde yatan nedenlerin derinine inebiliyoruz. Polislerin ormanda bir ceset bulunmasından sonra başlayan hikaye görgü tanıklarının birbiriyle örtüşmeyen ifadeleriyle çözülemez hale gelir
12. yüzyıl Japonya’sında geçen hikayede samuray ve eşi bir yolculuğa çıkmıştır ancak ormanda karşılaştıkları haydut Tajomuro, samuray öldürüp daha sonra eşine tecavüz etmiştir. Bunun üzerine görgü tanıkları araştırıldığında üç kişi tespit edilir. Bir oduncu, bir rahip ve bir haydut. Film bu üç karakterin ifadelerine dayanan sahneleri içerir. Üç farklı karakterin olayın gerçekleşmesini istediği şekilde ifade vermesi filmin can alıcı noktalarından biri olmuştur. Çünkü artık samurayın kimin ve ne için öldürüldüğü değil görgü tanıklarının olayı nasıl hatırladığı önemlidir. Filmin ilk sahnesinde yoğun bir şekilde yağan yağmurdan kaçan iki adamın sığındığı bir evin görüntüsünü görüyoruz. Bu virane yapı kendin giriş kapısı olan Rasomon kalesidir.
Bu iki kişiden biri oduncu diğeri ise rahiptir. Rahibin söylemlerine bakılırsa dönemin koşullarından oldukça hoşnutsuzdur. Samurayın başına gelenlerden bahsederken artık çevrede güvenilir birilerinin kalmadığını ima eder. Cinayeti işleyen Tajomaru suçunu inkar etmez çünkü savaşı karakteriyle övünen biridir. Cinayetin sebebi ise samurayın eşinden oldukça etkilenmiş olması ve onu elde edebilmek için samurayı öldürmesi gerekmesidir. Samuray can çekiştiği sırada karısı yanına gelir ve utanç dolu bakışlarla onu izlemeye başlar. Bu durumda artık yaşayamayacağını söyleyerek kalbine bir hançer saplar. Oduncu bu hikayeyi tamamiyle farklı anlatmaktadır. Hikayedeki kadın ve samurayda en az haydut kadar suçludur. Oduncu haydut ve samurayın karısını ormanda gördüğünü samurayın cesedini daha sonra gördüğünü söyler. Rahibin ise ifadesi daha farklıdır. Cinayet günü samuray ve karısını ormanda ikisi bir arada gördüğünü söyler. Büyücü yardımıyla ölmüş olan samuray mahkemeye çağırılır onunda ifadesi farklıdır.
Tecavüze uğrayan kadın, samuray, haydut ve üç görgü tanığınında anlattığı hikayeler birbirinden farklıdır. Onları dinleyen hakim hangisinin doğru söylediğine inanmakta güçlük çeker. Kurosawa bu filminde insanları yalan söylemeye iten nedenlerin temelinde aslında olması gereken gerçeklerin olduğunu düşünürmektedir.
Henüz inceleme yok.