S.F.W.

Özet

S.F.W. (ya da So Fucking What) Jefery Levy tarafından yönetilen 1994 yapımı bir Amerikan kara komedi filmidir. Andrew Wellman’ın romanından uyarlanan filmin başrollerinde Stephen Dorff ve Reese Witherspoon yer almaktadır.

Konu

Cliff Spab ve arkadaşı Joe Dice bir akşam bir marketten bira almak için dışarı çıktıklarında bir grup maskeli ve ağır silahlı terörist onları ve diğer üç kişiyi rehin alır. Kendilerine S.P.L.I.T. Image adını veren teröristler, rehinelerinin her sözünü ve hareketini kaydettikleri bir video kameraya sahiptir. Polisle bir ay süren çatışma sırasında S.P.L.I.T. Image’ın tek talebi yayınlarının dünya televizyonlarında canlı olarak yayınlanmasıdır, aksi takdirde rehineler öldürülecektir. S.P.L.I.T. Image rehinelerden ikisini öldürerek bu tehdidi yerine getirir. Cliff, Joe ve Wendy Pfister adında güzel bir genç kız hayatta kalan tek tutsaklardır. 36 gün sonra Cliff öldürülmeyi umursamaz hale gelir. Kendisini esir alanların ölüm tehditlerine karşılık olarak defalarca “Ne olmuş yani?” der. Bu olay Cliff’i bir medya ikonu haline getirir.

Film ileriye, bir hastaneye atlar. Joe öldürülürken Cliff omzuna bir kurşun yiyerek özgürlüğüne kavuşmuştur. Arkadaşının ölümüne rağmen Cliff, Wendy’yi kurtardığı ve teröristleri öldürdüğü için kahraman ilan edilir. Kardeşi Scott tarafından hastaneden alınır. Otoriter babası ve zayıf iradeli annesi tarafından garip bir şekilde karşılanır. Cliff kısa süre sonra ön bahçesinde kamp kuran gazetecilerden hoşnutsuz olur ve evden taşınır.

Cliff, Wendy ile yeniden bir araya gelmeyi her şeyden çok istemektedir. Wendy haberlere çıkmıştır, ancak markette yaşadığı olayla ilgili herhangi bir açıklama yapmayı reddetmektedir. Cliff ona ulaşır ve çok geçmeden aralarında romantik bir çekim oluşur, ancak ilişkileri onları utanmadan takip eden muhabirler ve paparazziler tarafından engellenir. Medyadan kaçarlar ve suç mahalli olarak kapatılan ve tahtalarla çevrilen marketi tekrar ziyaret ederler. Joe ile birlikte kendilerini kaçıranları büyük bir silahlı çatışmada nasıl alt ettiklerini ve öldürdüklerini hatırladıktan sonra Cliff, Wendy’ye kötü şöhretini geride bırakmak istediğini söyler, böylece ikisi birlikte sessiz bir romantizm içinde hayatlarını sürdürebileceklerdir.

Birkaç gün sonra, Cliff ve Wendy yerel bir lisede halkın karşısına çıkarlar. Cliff’in sözlerini söyleyen ve onlara hayranlık duyan öğrencilerden oluşan bir kalabalık tarafından ayakta alkışlanırlar: “Ne olmuş yani!” Perişan görünümlü bir öğrenci, Barbara “Babs” Wyler, tezahürata katılmaz. Bir dakika öfkeli bir sessizlik içinde oturduktan sonra, Babs kitap çantasından bir silah çıkarır ve ayağa kalkar. “HER ŞEY ÖNEMLİ!” diye bağırarak Cliff ve Wendy’ye ateş eder ve her ikisini de ağır yaralar. Medyanın ilgisi Babs’ın tutuklanması, gözaltına alınması ve cinayete teşebbüsle suçlanmasıyla değişir. Onun “Her şey önemlidir” sözü, Cliff’in “S.F.W.” sözünün yerini alarak halkın yeni sloganı haline gelir. Muhabirler ve diğer medya mensupları Babs’in eylemleri hakkında konuşmadan duramazlar. Kendi hastane koğuşlarını paylaşan iyileşmekte olan Cliff ve Wendy, medya çilelerinin sona ermesinden dolayı çok mutludur. Evlenmek ve yeni buldukları mahremiyetlerini kutlamak için kaçarlar.