Saadet Güneşi

   Senaristliğini ve yönetmenliğini Nejat Saydam’ın yaptığı Saadet Güneş’i 1970 yılında vizyona girmiş bir dram filmidir. Oyuncu kadrosunda usta aktör Hülya Koçyiğit, Renan Fosforoğlu, Yalçın Gülhan ve Birtane Günger yer almıştır. Filmin konusu öğretmenine aşık olan Semra’nın yaşadığı olaylar çevresinde gelişmektedir. Semra üniversite çağına geldiğinde İstanbul’da yaşayan ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ve İzmir’e yerleşerek eğitimine devam etme kararı almıştır. Terzi ve mankenlik bölümü kazanan Semra, okulun kendi yatakhanesinde kalmaya başlar. Daha sonra okula öğrencilerden sorumlu olmak üzere Faruk öğretmen gelir ve okulun tüm öğrencileri öğretmenlerine hayranlıkla bakmaktadır. Semra okulun en yaramaz ve sorunlu kızıdır. Onun bu davranışları arkadaşlarından ve öğretmenlerinden sürekli azar işitmesine neden olur.

Günler böyle geçip giderken Semra bir gece aniden hastalanır ve o sırada kendisiyle ilgilenebilecek tek kişi Faruk’tur. Hasta olmasının yanı sıra aşık olduğu öğretmeninin dikkatini çekmeye çalışan Semra bunu itiraf ettiğinde büyük bir tepkiyle karşılaşır. Faruk öğrencilerinin kendilerine bu şekilde ilgi göstermesine oldukça sinirlenmiş ve Semra’yla arasına mesafe koyma kararı almıştır. Bu durum Semra’yı içine kapanık ve üzücü bir durumun içine sürükleyince Faruk pişman olup Semra’ya yakınlık göstermeye karar verir.

Faruk ve Semra ilerleyen zamanda birbirlerine aşık olmuş ve sürekli birlikte zaman geçirmeye başlamıştır. Semra annesine süpriz yapmak için İstanbul’a gitmeye karar ve iki aşık ilk kez ayrılmış ancak döner dönmez evlenmeye karar vermişlerdir. Bu sırada Faruk kendi ailesine evlenmeye karar verdiğini açıklar ve Semra’nın ailesine gitmeye hazırlanmaktadırlar. Faruk’un babası tanışmak için Semra’nın annesini ziyaret ettiğinde daha önce tanıdığı bir kadını karşısında bulur. Yıllar önce ikisi evlenmek istemişler ancak aileleri bu duruma karşı  çıkmıştır.

Semra’nın annesi Süheyla bunun üzerine hayat kadını olmuş ve hayatını farklı bir yönde ilerletme kararı almıştır. Bu yüzden kızının Faruk’la evlenmesini kabul etmez  ve babasını evden kovar.

   Faruk babasıyla konuştuğunda Semra’nın annesinin bir hayat kadını olduğunu ve kızının kendisiyle evlenmesine izin verilmediğini öğrenir. Semra ve Faruk tekrar buluştuğunda anne ve babalarının arasında geçen konuşmayı değerlendiriler ve her ne olursa olsun evlenmeye karar verirler. Ancak Faruk babasının söylediklerinden etkilenerek Semra’nın da annesi gibi olabileceğini düşünerek ondan ayrılmaya karar verir.