Sonbahar Ruhuna Yakışan 10 Türk Filmi
Areda Survey, bin 100 katılımcıyla gerçekleştirdiği “En sevilen Türk filmi” araştırması ile sonbahar ruhuna yakışan Türk halkının en çok sevdiği 10 Türk filmini seçti. Liste liderliğini yüzde 16,5 ile Selvi Boylum Al Yazmalım ve yüzde 16,4 ile Babam ve Oğlum paylaştı.
Sararmış yaprakları, kendine has atmosferi ve tüm romantikliğiyle sonbahar geldi. Serin havalara en çok yakışan aktivitelerden bir olan film akşamları da artık başlıyor. Areda Survey’in gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre belirlenen en sevilen 10 Türk filmi, sonbahar ruhuna yakışan film akşamlarında içinizi ısıtacak.
“En sevdiğiniz Türk filmi hangisidir?” sorusuna cevap veren katılımcıların belirlediği En Sevilen 10 Türk Filmi listesi;
Selvi Boylum Al Yazmalım (%16,5)
Efsanevi Sovyet yazarı Aytmatov, romanında ve şimdi de beyaz perdeye ikinci kez uyarlanan filmde yakışıklı İlyas ile al yazmalı güzeller güzeli Asya’nın Sevgi mi? Emek mi? Sorularına bu filmde yanıt verilmesi bekleniyor. Asya ile İlyas birbirlerine delice aşık olmuşlardır. Ancak bu aşk felaketle sonuçlanır ve İlyas Asya’yı aldatmıştır. Destansı olan bu aşk bir anda sona ermiştir. İlyas’ın hayattaki tek tutkusu kamyoneti olan ‘Arkadaş ’tır. İlyas’ın evdeki geçimsiz tavırları ve hareketleri üstüne ihanette olunca Asya evini terk eder. Çaresizlik içinde kalan Asya oğlu Samet’le kimsesiz ortada kaldığını anlayınca Cemşit isimli biriyle tanışır. Cemşit artık onların iyilik meleği olmuş ve evinin kapılarını ana oğula açmıştır. Kendi ailesi gibi davranan Cemşit’i Asya, İlyas’ın tavırları üzerine kabullenmeye mecbur kalmıştır.
Sadık bir gazetede yazar olarak çalışmaktadır ve oğlu küçük Deniz ile birlikte yaşamaktadır. Deniz annesini henüz kendisi dünyaya gelmeden kaybetmiş ve babası dışında hiç kimseyi tanımamaktadır. Sadık’ın Deniz’e bir sürpriz yapması sonucu birlikte daha önce hiç görmediği dedesinin yanına gideceklerini öğrenir. Sadık’ın babası Hüseyin oğlunun ziraat mühendisi olup çiftlikle kendisinin ilgilenmesini istemektedir. Ancak Sadık, çiftliklerinden ayrıldığında gazetecilik bölümünde okuyacağını söylemiştir. Sadık üniversite yıllarında politik olaylarla sıkça ilgilenmeye başlamış be babası Hüseyin bunu öğrendiğinde oğlunu evlatlıktan reddetmiştir. 12 Eylül 1980 yılı sabahı eşi aniden sancılanmış ancak hastaneye götürmek için araç bulamamıştır. Ülkede darbe olduğunu öğrenen Sadık çaresiz kalır ve eşini doğum esnasında kaybeder ama Deniz hayatta kalmayı başarmıştır. Sadık darbe sonrasında hapse girer ve orada gördüğü işkenceler sonucunda eski sağlığını kaybetmiştir.
35 yıl sonra hapisten çıkan eşkıya Baran sevgilisini bulmak ve intikam almaç için İstanbula gelir. Ve Baranı hiç ummadığı zorlu yollar beklememektedir.
Özel Çamlıca Lisesi’nin öğrencileri haylazlığı ve kurnazlığı ile ün salmışlardır. Okulu her gün birbirine katıp türlü yaramazlıklar yaparlar. Okuldaki tüm hocaları kandırıp avcunun içine alan öğrencilerin dur durak bileceği yoktur. Her fırsatta okuldan kaçan, gizlice tuvaletlerde sigara içen, hocaları kandırıp türlü oyunlar çeviren ve sürekli kopya çeken öğrenciler için zorlu bir sene başlayacaktır. Alışıla gelmiş bir okul yılı hayali kuran öğrenciler için beklenmedik bir gelişme yaşanır.
Memo, zihinsel engelli biridir. Kızı Ova ve Babaannesi Fatma Nine ile birlikte Muğla’da bir kasaba da hayat sürer. Çobanlık yaparak ailesinin geçimini sağlayan Memo1983 yılında bir Ege kasabasında sıkıyönetim komutanının kızının ölümünden sorumlu tutulmasının ardından idam cezasına çarptırılır. Herkes adalet peşindeyken Memo ve kızı Ova’nın tek isteği birbirlerine kavuşmaktır. Adaletin gerçekleşmesi için ise bir mucize gerekmektedir.
Kazım Efendi (Münir Özkul) ve Saadet Hanım (Adile Naşit) turşuculuk yapan kendi hallerinde bir çifttir. 6 çocuklarıyla birlikte yaşamlarını sürdürmektedirler. Sürekli olarak turşu suyu yüzünden kavga etmektedirler. Bir gün yine evde bu yüzden tartışmaya başlarlar.
Oldukça eğlenceli ve entrikalı bir mahallede çöpçülük yapan Apti, mahallelerinde yaşan genç bir kadın olan Hacer’e gönlünü kaptırmıştır. Her fırsatta Hacer’e olan aşkını dile getirip kadını ikna etmeye çalışır. Ne yazık ki Hacer’in gönlü Apti’de değildir. Mahellelerinde memur olan Şakir’ ile evlenmek isteyen kadının gözü Apti’yi bir türlü görmez. Evlere temizliğe giden Hacer için Şakir ile evlenmek demek hayatının kurtulması anlamına gelmektedir. Şakir için ise durum oldukça karmaşıktır, annesiyle yaşayan ve annesinden oldukça çekinen adam Hacer ile evlenmek istediğini bir türlü söyleyemez.
Devrim Arabaları filmi, bir grup mühendisin yerli ve milli bir otomobil üretme çalışmasını konu edinmektedir. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, ülkede devrim niteliği yaratacak bir yerli üretim yapmak ister. Bir kongre düzenlenir. Düzenlenen kongrede yerli otomobil üzerine konuşur. Hatta konuşmasının sonunda yerli otomobil üretimi üzerine bir talimat verir. Söz konusu görevi ise TCDD üstlenir. TCDD, aynı zamanda Ulaştırma Bakanlığı’ndan teknik destek talebinde bulunur. Yerli otomobilin üretilebilmesi için sadece dört ay süreleri vardır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Gulyabani isimli romanından esinlenen Film, Osmanlı döneminde geçmektedir. Oldukça değerli ve kimse tarafından elde edilemeyen bir konakta oturan Melek Hanım’ın süt oğlu Şaban’a yazdığı mektupla başlar. Süt annesinden aldığı mektupla harekete geçen Bahriyeli Şaban’ı süpriz olaylar beklemektedir.
Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu Zonguldak’ta yaşayan iki genç şairdir. Yeni yeni gelişen madenci kentinde bir yandan hayatlarına devam ederken bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Yeni kurulan Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı zamanda Avrupa’da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı’nın kızı Suzan’ın Zonguldak’a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer’in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940’lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer’in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir…
%3,3’ün altında yer alan değerlere yer verilmemiştir.
Metodoloji
Areda Survey tarafından 07-12 Eylül 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen en sevilen Türk filmi araştırmasına bin 100 kişi katıldı. Araştırma kantitatif araştırma yöntemlerinden CAWI tekniği ile “Areda Survey’in Profil Bazlı Dijital Paneli” kullanılarak gerçekleştirilmiştir.