Beklenmeyen Şahit

1925 yılında Agatha Christe’nin aynı isimle yazılmış hikayesinden uyarlanmış film 1957 yılında sinemaya uyarlanmıştır. Yönetmenliği Billy Wilder tarafından yapılmış baş rolde Tyrone Power ve Marlene Dietrich yer almıştır.

Wilfrid Robarts, Londra’da yaşayan yaşlı ve tecrübesiyle dikkat çeken bir avukattır. Tyrone Power ise genç bir adam ve cinayetle suçlanmaktadır. Laughton bu dosyayı ilginç bulur ve davayı üstlenmeye karar verir. Filmin tamamı hemen hemen mahkeme salonunda gerçekleşir ve sürekli olarak kahramanların zamanda geriye gitmeleri şeklinde izleyicilere aktarılır. Mahkemede yaşanan beklenmedik olaylar mekan sahnelerinin az sayıda olmasına rağmen oyuncuların başarılı performanslarıyla izleyiciyi sıkmadan ilerlemektir. Mahkeme salonunda bir dış ses izleyicilere seslenir ve bu hikayenin yakınlarına anlatılmaması önerilir. Çünkü filmin sloganı ‘böylesi bir gerilim ancak 50 yılda karşınıza çıkar’ şekliyle izleyicinin karşısına çıkar. Sir Wilfrid Robarts, bir süre önce kalp krizi geçirmiş meslek hayatına ara vermesi gerektiğini düşünerek bir köşeye çekilmiş, dinlenmeye karar vermiştir. İşinde en iyisi olduğunu düşünülen Robarts, içkiyi ve sigarayı bırakması yönünde doktorlardan tavsiye almıştır. Sanık ise, daha önce tanımış olduğu Loenard Vole’dir. Vole, zengin ve dul bir kadın olan Emily French’i öldürmekle suçlanmaktadır. Eskiden Leonard’a çok aşık olduğunu bildiğimiz Emily, mirasındaki en büyük payı Leonard’a bırakmıştır. Doğal olarak bu fırsattan yararlanmış olabileceğini düşünülen Leonard tüm şüpheleri üzerine çekmektedir. Bu sırada Vole’nin karısı Christie izleyicilerin karşısına çıkar. Ancak Christe kendisini savunmak için değil savcılık için tanıklık yapmaya gelmiştir.

Christie’nin mahkemede duruşma boyunca Avukat Robarts’a eşini savunurken müdahale etmesi izleyicilerin kafasında soru işareti oluşturmuştur. Polisiye filmleri sevenler için vazgeçilmezler arasına girmeyi başarmış ve sürpriz bir sonla izleyiciye veda eder.