
14 Kasım 2025
Türk dizi sektörü, yıllardır romantik aşk hikayeleri, aile entrikaları ve benzer temalarla dolu yapımlarla gündemde. Peki, neden sürekli aynı şeyleri izliyoruz? Boğaziçi Film Festivali'nde düzenlenen bir panelde, sektörün önde gelen isimleri bu soruya yanıt verdi: Yurt dışı pazarının talebi, Türk dizilerini bu döngüye hapsediyor.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 13. Boğaziçi Film Festivali, sinema ve dizi dünyasının küresel potansiyelini masaya yatırdı. Festivalin geleneksel etkinliği Bosphorus Talks'ta, Türk sinemasının yurt dışı pazarındaki yeri tartışıldı. Oturum, AKM Yeşilçam Sineması'nda gerçekleşti ve moderatörlüğünü Yusuf Aslanyürek üstlendi.
Panele katılan isimler arasında TRT Sinema Müdürü Faruk Güven, OGM Pictures Kurucusu Onur Güvenatam, Kunay Film Kurucusu Karina Mia Satlykova ve Siyahmartı Animasyon Kurucusu Nurullah Yenihan yer aldı. Konuşmacılar, Türk dizilerinin tekrar eden temalarının arkasındaki ekonomik gerçekleri ve küresel stratejileri ele aldı.
Panelin en dikkat çeken kısmı, Türk dizilerinin neden sürekli aynı konuları işlediğiydi. OGM Pictures Kurucusu Onur Güvenatam, bu durumu yurt dışı talebiyle açıkladı: "Dizi özelinde maliyetler ve kanallardan alınan ücretler arasında eskisi gibi bir rahatlık yok. Yurt dışına satışı yapılamayacak bir diziyi kanala satmak çok zor. Artık erkek dizileri yurt dışında işlemiyor; romantik, aşk, aile, entrika tarzı diziler iş yapıyor. Türk dizilerinde tekrar tekrar aynı şeyleri izleme sebebimiz de bu. Onların istedikleri bu; bizim ürettiklerimiz de bu olunca bir kısır döngüye girmiş durumdayız, maliyetler yüzünden."
Güvenatam'ın sözleri, sektördeki ekonomik baskıyı net bir şekilde ortaya koyuyor. Türk dizileri, iç pazarda ayakta kalabilmek için yurt dışı satışlarına bağımlı hale gelmiş. Bu da yapımcıları, yabancı izleyicilerin tercih ettiği temalara yöneltiyor.
Kunay Film Kurucusu Karina Mia Satlykova, yurt dışı pazarında başarılı olmanın sırrını paylaştı. "Şımarık" filmini örnek veren Satlykova, projelerin en başından yurt dışı odaklı tasarlanması gerektiğini vurguladı: "Senaryo tamamlanmadan yurtdışı alıcılarla görüşüp senaryoyu onlara göre şekillendirdik. 800 bin gişeye yaklaşmamızın temel sebebi de bu. Şımarık filmi, 90 ülkeye satıldı. Eğer doğru tasarlanırsa Türk dizi ve filmlerinin yurt dışında büyük bir alıcı kitlesi var. Hazır halde satılmaya çalışılan filmler, Türkiye kodlarına uygun yapıldığı için başarı elde edemedi; mesela 'Bergen'."
Satlykova, müziklerden senaryoya kadar her detayın yurt dışı kodlarına uyarlanmasını öneriyor. Ancak kültürel kimliği kaybetmemek de önemli: "Standartlara önem verilirse hem içeride hem de dışarıda çalışır diye düşünüyorum; önemli olan kalite. Buradaki kodları kaybetmememiz gerekiyor; sonuçta Türk filmi çekiyoruz."
Oturumda animasyon yapımlar da gündeme geldi. Siyahmartı Animasyon Kurucusu Nurullah Yenihan, Türkiye'deki animasyon sektörünün potansiyelini ancak kalite eksikliği nedeniyle değerlendiremediğini belirtti: "800 milyar dolarlık bir pasta var fakat bunun ancak 100 binde 1’ini alabiliyoruz. Kendi kodlarımıza bu kadar bağlı olmaktan kopmalıyız. Mesela fabl türünde bir animasyonla dünyanın her yerinde işini izletebilirsin ama bunda tamamen kendi kültürünü anlatamazsın."
Yenihan, evrensel konulara odaklanmayı tavsiye ederken, küçük kültürel dokunuşların yeterli olabileceğini ekledi: "Senaryo yazım aşamasında başlayan süreç; kültürel kodları sonuna kadar değil de ayarında kullanmaktan geçiyor."
Panelde, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Her Çarşamba Sinema Günü" kampanyası da değerlendirildi. TRT Sinema Müdürü Faruk Güven, pandemi sonrası düşen seyirci sayısını artırmak için başlatılan bu uygulamanın olumlu etkilerini anlattı: "Rakamlar, o gün özelinde inanılmaz derecede arttı. Fakat hafta sonu sinemaya gidecek izleyiciyi çarşamba gününe yığdığı gibi bir tez var. Biz de TRT olarak izleyicileri sinemaya toplamak için çalışmalara devam ediyoruz."
Güven, ayrıca TRT'nin "12 Punto" projesini vurguladı: "İnsanlar sadece destek alsın niyetiyle değil, iletişim odaklı bir formül eksikliği olduğuna inandığımız için buna özel bir çözüm üretmeye çalıştık. Farklı ülkelerden sinemacıları çağırdık ki senaristlerimiz, yapımcılarımız onlarla iletişime geçebilsin."
Yorum yazmak için giriş yapınız.
Yükleniyor...