Sevgili (L’Amant)
Sevgili
Sevgili (L’Amant) Konusu
Özet
Aşık (Fransızca: L’Amant), Claude Berri’nin yapımcılığını üstlendiği ve Jean-Jacques Annaud’nun yönettiği 1992 yapımı romantik dram filmidir. Marguerite Duras’nın 1984 tarihli aynı adlı yarı otobiyografik romanından uyarlanan film, 1929 Fransız Çinhindi’nde genç bir Fransız kızı ile zengin bir Çinli adam arasındaki yasak ilişkiyi anlatıyor. Filmin baş karakterini aktris Jane March, sevgilisini ise aktör Tony Leung Ka-fai canlandırıyor. Filmde Jeanne Moreau da anlatıcı olarak yer alıyor.
Geliştirme çalışmaları 1989’da, ana çekimler ise 1991’de başladı. Film ilk gösterimini 22 Ocak 1992’de Fransa’da, 19 Haziran’da Birleşik Krallık’ta ve aynı yılın 30 Ekim’inde Amerika Birleşik Devletleri’nde yaptı. Film En İyi Sinematografi dalında 1992 Akademi Ödülü’ne aday gösterildi ve “En İyi Ses Kurgusu – Yabancı Film” dalında Motion Picture Sound Editors’ın 1993 Golden Reel Ödülü’nü kazandı. Fransa’da yedi dalda César Ödülü’ne aday gösterildi ve En İyi Özgün Müzik Ödülü’nü kazandı. Film Fransa’da gişede başarılı oldu ve Avrupa’da genel olarak olumlu eleştiriler alırken, Amerikalı eleştirmenlerden gelen yorumlar daha karışıktı.
1920li yılların sonunda Hindiçin Liseli bir Fransız kız, Mekong nehrindeki bir vapurda zengin bir Çinli ile tanışır ve onun birlikte yolculuk etme teklifini kabul eder. Sonrasında genç kız, adamın garsoniyerine gidecek ve ilk aşkı orada yaşayacaktır. Irklar arası sürtüşmenin, para ve statü gibi değerlerin şekillendirdiği bu tutku dolu ilişki, Çinli adam için ömür boyu unutulmayacak gerçek aşk anlamını taşıyacaktır. Ünlü yazar Marguerite Durasın Fransanın en önemli edebiyat ödülü Prix Goncourta layık görülen ve kendi yaşam öyküsünden izler taşıyan romanından, baş döndürücü güzellikte bir uyarlama.
Konu
Ana karakterler sadece Genç Kız ve Çinli Adam olarak biliniyor. Olaylar Vietnam’da geçmektedir. Kırsal bir bölgede yaşayan acılı, korkulu, yoksul bir Fransız ailenin kızı olan genç kız, eski keten bir elbise ve fötr şapka giyen, annesinin gözünün önünde olmadığı zamanlarda dudaklarını parlak kırmızıya boyayan güzel bir kimsesizdir. Zayıf iradeli, dul annesi, yerel çocuklara öğretmenlik yapmaktadır. Şiddet yanlısı, afyon içen bir ağabeyi ve çekingen bir küçük erkek kardeşi vardır. Kız yalnızdır ama yazar olmayı hayal eden mükemmel bir öğrencidir.
Kız, okul tatilinden sonra şehre dönmek için feribotla nehri geçerken Çinli Adam’la tanışır. Adam, servetini emlakçılıktan kazanan bir iş adamının oğludur ve iş eğitimini tamamladıktan sonra Paris’ten yeni dönmüştür. Görünüşü güzeldir ama kendini playboy sanan özgüvenden yoksundur ve Mekong Nehri’ni geçen kalabalık bir feribotta küpeştenin yanında duran kadını ilk gördüğünde büyülenir. Filmin başındaki seslendirmede kız 15 yaşında olduğunu söyler ama adam 17 yaşında olduğunu söyler; adam ise 32 yaşındadır. Yolculuk sırasında adam titreyerek kızın elini tutar; filmin sonunda adam kızın kucağındadır. Ertesi gün onu yatılı okulunun önünde bekler ve Çin mahallesinde metreslerini ağırlamak için kullandığı odaya götürür.
“Birlikte bir geleceğin düşünülemeyeceğini” anlarlar çünkü kız yakında Paris’e dönecektir ve adam Çinli bir varisle görücü usulü evlenecektir. Birlikte geçirecekleri zamanın kısıtlı olduğunun bilinciyle, bağlılığın getirdiği tüm sorumlulukları bir kenara bıraktıkları bir ilişkinin içine düşerler.
Kızın ailesi ilişkiyi öğrenir ve ilk başta öfkeli olsalar da, adam zengin olduğu ve borçlarının bir kısmını ödeyebileceği için buna göz yumarlar. Adam o kadar ileri gider ki, görücü usulü evlenmek yerine kızla birlikte olmak için babasından izin ister, ancak babası onu beyaz bir kızla görmektense ölmesini tercih eder. Yıkılmış olsa da adam görücü usulüyle evlenir ve kız günler sonra Fransa’ya dönmek üzere bir gemiye biner.
Yıllar sonra başarılı bir yazar olmuştur. Son sahnede bize Çinli Adam’ın Fransa’yı ziyaret ettiğini ve kendisine telefon ettiğini söyler. Ona, kendisini sevmekten hiç vazgeçmediğini ve asla vazgeçmeyeceğini söyler.
Henüz inceleme yok.